Araştırmalar Gündüz Uykusunun Genetiğini Ortaya Çıkarıyor!
İspanya’daki Murcia Üniversitesi’nden araştırmacılarla ve farklı birçok kurumun desteğiyle yapılan bu araştırmada, gündüz uykusuna eğilimi yöneten düzinelerce gen bölgesini belirlemek için çalışmalar yaptılar.
Geçen yıl yapılan bir araştırmada, birbiriyle bağlantısız kelimeleri ezberlemede hem gece hem de gündüz uykusunun hafızayı güçlendirici etkisinin olduğu görülmüştü. Yani hatırlaması zor konseptleri öğrenmeye çalışırken bu yöntem yararlı olabilir.
Başka bir araştırmada ise atletlerin antrenman sonrası uykuya yatmasının etkileri incelendi. Uykunun beyin fonksiyonları ve görme yeteneğini geliştirdiği, fiziksel ve ruhsal iyileşmeyi hızlandırdığı görüldü.
Öğle uykusu kardiyometabolik sağlıkla ilişkilendirecek ilk kanıtları ortaya çıkardı!
Araştırmacılar ayrıca öğle uykusu alışkanlıklarını kardiyometabolik sağlıkla ilişkilendirecek ilk kanıtları ortaya çıkardı. İspanya gibi, kültürlerinde siesta (şekerleme) olan bazı ülkeler bu alışkanlığı bırakırken; Amerika’daki bazı şirketler şekerlemeyi, üretkenliği arttıran bir yol olarak gösteriyorlar.
Öğle uykusu üzerine daha doğru şeyler söylemek için neden şekerleme yaptığımızı gösteren biyolojik yolakların açığa çıkması önem taşır.
Richa Saxena ve diğer araştırmacılar uykunun farklı yönleri üzerinde çalışmak için; genetik ve yaşam tarzı ile ilgili bilgiler içeren veri tabanlarını kullandılar. Ekip, özellikle uyku süresi, uykusuzluk (insomnia), erken uyanma ve “gece kuşu” olmaya eğilim gibi durumlarla ilişkilenen genleri belirlediler.
Genetiğin şekerleme ile ilişkisini daha iyi anlamak için Saxena’nın ekibinden Marta Garaulet “GWAS” (Genom-wide association study) adını verdiği bir çalışma yaptı. GWAS’ın amacı; belirli bir hastalıkla ya da bu çalışmada olduğu gibi bir alışkanlıkla ilgili olan genetik varyasyonların belirlenmesiydi. GWAS ile çok fazla sayıda insanın tüm DNA dizilerini hızlıca baktılar.
Araştırmacılar, öğle uykusu veya gündüz uykusu (şekerleme) olarak da bilinen durumun genetik olarak faydalarını ortaya çıkardı.
GWAS taraması sonucunda insan genomunda bulunan 123 bölgenin şekerleme ile ilişkilidir. Katılımcıların bir kısmına ivmeölçer adı verilen aktivite monitörleri takıldı. Bu monitörler, şekerleme yapmayı uyarabilen gün içinde yapılan hareketsiz davranışlar hakkında veri sağladı.
Bu objektif veriler katılımcıların verdikleri cevapların doğru olduklarını ortaya koydu. Bu şekilde elde edilen sonucun gerçek olduğuna dair güven artmış oldu.
Çalışmanın başka özellikleri de sonuçları destekledi.
Mesela, araştırmacılar bir genetik test şirketi olan 23andME tarafından toplanan; 541.333 kişinin genomlarının analizini yaparken bağımsız olarak kendi bulgularının aynılarını buldular.
Ayrıca GWAS ile tanımlanan bölgelerde ya da bu bölgelere yakın yerlerde bulunan önemli sayıda genin zaten uykuda rol aldığı bilinmekteydi. MGH ekibi ve ortakları daha önce, bu genlerden birisi olan KSR2’nin uyku düzenlenmesinde rol aldığını bulmuşlardı.
Veriler derinlemesine incelendiğinde, ekip; şekerlemeye öncülük eden en az üç potansiyel mekanizma ortaya çıkardı:
Uykuya eğilim: Bazı insanlar diğerlerinden daha fazla uykuya ihtiyaç duyarlar.
Bölünmüş uyku: Şekerleme yapmak, bir önceki geceki kalitesiz uykuyu telafi etmeye yardımcı olabilir.
Sabah erken uyanma: Erken kalkan insanlar şekerleme yaparak eksik uykularını tamamlayabilirler.
Bu çalışma gösteriyor ki şekerleme olarak adlandırdığımız gündüz uykusu biyolojik olarak kontrol edilmektedir. Ve sadece çevresel veya davranışsal bir seçim değildir.
Şekerleme yapmanın, geniş bel çevresi ve yüksek tansiyon gibi kardiyometabolik sağlık sorunlarıyla bağlantılı olabileceği ortaya çıktı. Ama tam olarak bir şeyler söylemek için daha fazla araştırmaya gerek duyulmaktadır. Gelecekte yapılacak olan çalışmalar, insanlara şekerleme (siesta) için kişisel öneriler sunmaya yardımcı olur.
Özellikle Akdeniz ve Güney Amerika ülkelerinde görülen ve siesta da denilen öğle uykusu, sıklıkla iyi ve yararlı bulunsa da gece uykusunu etkilememesi ya da gece uykusu eksikliğinden dolayı olmaması gerekir. Çünkü öğle uykusu da tıpkı gece uykusu gibi fizyolojik bir olaydır aslında. Öğle uykusu, çoğu zaman en az gece uykusu kadar insan vücuduna yarar sağlar. Gece yeteri kadar uyumuş, gündüz de öğle uykusu uyuyan bir kişinin vücudu tazelenir, performansı artar, düşünme ve problem çözme yeteneği hız kazanır.
Buna karşın bazı araştırmalarda gün içinde uzun şekerleme yapan yetişkinlerin diyabet, kalp hastalığı ve depresyon gibi durumlara sahip olma olasılığının daha yüksek olabileceğini ortaya çıkmıştır. Gün içinde uyuma dürtüsü, geceleri yeterince uyuyamamanın bir işareti olabilir ve bu da bu kronik rahatsızlıkların gelişme riskinin daha yüksek olmasıyla ilişkilidir. Gündüz uykulu olma hali, düşük kaliteli bir gece uykusunun işareti olabilir ve bu da bir uyku bozukluğuna işaret edebilir.
Öğle uykusunda en önemli konulardan biri uyku süresidir. Öğle uykusu için önerilen süre yetişkinlerde 15-20 dakikadır. Çünkü 20 dakikadan fazla uyunması durumunda gece uykusuna dalmak zorlaşabilmektedir. Ayrıca yukarıda da belirttiğim üzere bir takım hastalıklara yakalanma riski de artabilmektedir.