Kobani Davası’nda 42 yıl hapis cezasına çarptırılan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamada, “Verilen cezaların tamamı bir tweet ve birkaç miting konuşmamdan dolayı verilmiş. Yani yıllardır yalan ve iftirayla yarattıkları algılara dayalı. Bu da davanın siyasi bir dava, cezaların da siyaseten verilmiş cezalar olduğunu bir kez daha ispatlamış oldu.” ifadelerini kullandı.
KOBANİ DAVASI’NDA SELAHATTİN DEMİRTAŞ’A 42 YIL HAPİS CEZASI
6-8 Ekim 2014 tarihinde çıkan sokak eylemlerine ilişkin görülen Kobani Davası’nda eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için verilen ceza belli oldu. Demirtaş hakkında 42 yıl hapis cezası verilirken tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
DEMİRTAŞ: MAHKEME HEYETİ SİYASETİN VERDİĞİ KARARI OKUDU
Demirtaş’tan ilk açıklama geldi. t24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Demirtaş, verilen cezaların siyasi olduğunu belirtti. Demirtaş şunları söyledi: “Mahkemenin açıkladığı karar, yıllar öncesinden bizzat iktidar ve ortakları tarafından verilmiş ve miting meydanlarında defalarca ilan edilmişti. Mahkemedeki ağır ceza heyeti, sadece şekli bir görevi yerine getirerek siyasetin verdiği kararı okumuş oldu.
Kararı hücremizde televizyondan izledik. Benim için de Selçuk Hoca için de sürpriz olmadı. Zaten öngörüyorduk, her yönüyle hazırdık. Güçlü ve moralli karşıladık. Biz halk için tüm gücümüzle direnirken morali de yine halkımızdan alıyoruz. Kimse merak etmesin; bizim boynumuz bükülmez, dizimiz çökmez. Halkımız nasıl dimdik ve onurlu şekilde duruyorsa biz de onlara layık olacağız ve halkımızı asla mahcup etmeyeceğiz.
“SADECE DÜŞÜNCELERİMDEN 42 YIL CEZA VERİLDİ”
Verilen cezaların tamamı bir tweet ve birkaç miting konuşmamdan dolayı verilmiş. Yani yıllardır yalan ve iftirayla yarattıkları algılara dayalı. Ne bir şiddet eyleminden ceza verildi ne de şiddeti teşvik ya da destekten. Sadece düşüncelerimden, söylediklerimden 42 yıl ceza verilmiş oldu. Bu da davanın siyasi bir dava, cezaların da siyaseten verilmiş cezalar olduğunu bir kez daha ispatlamış oldu.
“BİR KARINCAYI BİLE İNCİTMEDİK”
Elbette biz değil bir insanı öldürmek veya yaralamak, bir karıncayı bile incitmedik. Bunu devlet de hükümet de mahkeme heyeti de çok iyi biliyor. Ancak yıllarca bizi “katil, terörist” diye yaftalayıp bunun üzerinden hem kamplaştırma yaratarak seçim malzemesi yaptılar hem de 6-8 Ekim’de katledilen insanların gerçek faillerini gizleyip korumuş oldular. Buradan da anlaşılıyor ki ölümlerin çoğunun failleri bir şekilde devletle bağlantılıydı ki onları koruyup bizi hedef göstermiş oldular.
“DOSYADA ZATEN SIFIR DELİL VARDI”
Dosyada zaten sıfır delil vardı, bizi cinayetle suçlayanlar da bunu biliyordu ancak açıkça yalan söyleyip halkın bir kesimini kandırmayı başardılar. Tekrar ifade etmek istiyorum ki 42 yıl cezanın tamamı konuşmalarımdan dolayı verildi ki o konuşmaların tamamının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında ifade özgürlüğü kapsamında olduğu tespit edilmişti. Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı uygulansaydı bu dava beraatle sonuçlanmalıydı. Elbet bir gün, hepimizin beraat edeceğimizden kuşkum yok.”